Her 10 kadından 1’inde görülüyor!
Halk arasında ‘çikolata kisti’ olarak bilinen endometriozis, normalde rahim iç zar tabakasında bulunması gereken hücrelerin, çoğunlukla yumurtalıklarda olmak üzere rahim dışında herhangi bir bölgeye yerleşmesi olarak tanımlanır. Dünyada ve ülkemizde 10 kadından 1’inde görülen endometriozis, kadınlık hormonu östrojene bağlı olması ve bu yaşlarda vücutta daha fazla bulunması nedeniyle 18-45 üreme çağındaki kadınları tehdit etmektedir. Ağrı kesicilerle geçmeyen ağrılı ve düzensiz adet dönemleri başta olmak üzere pek çok soruna neden olarak yaşam kalitesini düşürebilir ve daha da önemlisi anne olmayı engelleyebilir. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Cihan Kaya,Kadınlarda yaygın olmasına rağmen En gelişmiş ülkelerde bile endometriozis tanısının konulmasının 8-10 yılı bulabileceğini belirten Prof. “Endometriozis belirtileri hastalığın bulunduğu bölgeye ve yayılma derecesine göre değişiklik gösteriyor. Ayrıca bazı hastalarda herhangi bir belirti gelişmeyebileceği gibi idrarda yanma, bağırsak alışkanlıklarında değişiklik, kronik karın ağrısı gibi başka hastalıkları taklit eden belirtiler de ortaya çıkabilir. Tanının gecikmesinin en yaygın nedeni, endometriozisin ilk belirtilerinin çoğu zaman ağrı olması nedeniyle hastaların buna pek dikkat etmemesidir. Ayrıca her adet döneminin ağrılı geçeceği inancı doktora başvurmayı geciktirir. Sonuç olarak aslında genç yaşta yakalanabilen hastalık ileri evrelerde tespit ediliyor. Ancak erken teşhis sayesinde proaktif önlemler alınarak üreme fonksiyonları korunabilir ve şiddetli ağrılara bağlı olarak yaşam kalitesinin düşmesinin önüne geçilebilir.” Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Cihan Kaya, Endometriozisin kaçırılmaması gereken 10 sinyalini anlattı; değerli bilgiler verdi!
Ağrılı adetler
Endometrioziste en sık görülen şikayetlerden biri adet döneminde ağrıdır. Ağrı kadınların ailesini, işini ve günlük yaşamını önemli ölçüde etkileyebilecek şiddette olabiliyor. Doç. Dr. Cihan Kaya, Ağrıların sıklıkla adet döneminin hemen öncesinde başladığını ve genellikle adet dönemi boyunca devam ettiğini belirterek, “Hastalığın evresi veya varsa kistlerin büyüklüğü ne olursa olsun çikolata kistlerine bağlı olarak gelişen ağrı, acil tıbbi müdahale gerektiren dayanılmaz düzeyde şiddet. “Hastalar ağrı nedeniyle sıklıkla tekrarlayan ağrı kesici, enjeksiyon, sıcak su şişesi gibi yöntemlere ihtiyaç duyuyor” diyor.
Cinsel ilgi ile ağrı
Özellikle rahim arkasındaki veya vajinanın arkasındaki bağların bir arada tutulduğu endometriozisin ileri evrelerinde cinsel ilişki sırasında dayanılmaz ağrılar yine sık görülen bir semptomdur. Ağrı, bu bölgedeki uçların tutulumu ve organ anatomisinin bozulması sonucu ortaya çıkar. Özellikle iki taraflı kisti olan hastalarda cinsel ilişki sırasında ağrı şikayeti daha sık görülür.
Bağırsak alışkanlıklarındaki değişiklikler
Endometriozis sadece yumurtalıkları değil aynı zamanda karın bölgesindeki çevre organları da etkileyebilir. Yakınlığı nedeniyle bağırsak yüzeylerinde de endometriozis odakları görülebilir. Bağırsak ve uçlarının bu bölgedeki tutulumu nedeniyle bazen karında geçmeyen şişkinlik, dışkılamada zorluk, ishal, kabızlık ve dışkıda kan görülmesi gibi sorunlar yaşanabilmektedir. İlerlemiş tutulumun varlığında bağırsaktan dışkı geçişi mümkün olmaz ve halk arasında ‘bağırsak tıkanıklığı’ olarak bilinen bir durum ortaya çıkabilir.
ağır dönemler
Endometriozis sadece rahim dışındaki organları değil aynı zamanda rahim kas tabakasını da etkileyebilir. Bu durum tıp literatüründe adenomiyoz olarak bilinmektedir. Çikolata kisti olan her üç kadından 1’inde adenomyozis görülüyor. Bu durum özellikle ağrılı, düzensiz ve uzun süreli adet kanamalarına neden olur. Adenomyozis tanısı deneyimli hekimler tarafından ultrason ile konulabilmektedir.
İdrar yaparken ağrı
Endometrioziste bağırsak tutulumunun yanı sıra yakındaki başka bir organ olan mesane ve idrar yolları da etkilenebilir. Özellikle ileri evre endometriozis hastalarında idrar tüplerinin yumurtalıklara yakınlığı nedeniyle bu tüplerde tıkanıklık, böbreklerde büyüme ve daha ileri evrelerde böbrek kaybı meydana gelebilir. Özellikle mesane tutulumunda adet dönemlerinde ağrılı idrara çıkma, kanlı idrarla sık idrara çıkma ve geçmeyen alt karın ağrısı gibi belirtiler gelişebilmektedir.
Bel – bacak ağrısı
Endometriozis, alt karın boşluğunu yoğun olarak çevreleyen bu bölgedeki kas tabakasını, liflerini ve uçlarını tutabilir. Bu tutulumlar nadir de olsa hastalarda bel ağrısı, bacak bacak üstüne atamama, siyatik sinir tutulumuna bağlı olarak bacağın arka tarafında ağrı, alt karın bölgesinde kramp gibi şikayetlere neden olabilmektedir.
kısırlık
Genç kadınların hastalığı olduğundan endometriozisin üreme fonksiyonu üzerinde de olumsuz etkileri olabilir. Öyle ki hamile kalamayan her üç kadından 1’inde endometriozis tespit ediliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Yumurtalık tutulumunda sağlıklı yumurtalık dokusunun da etkilenebileceğini vurgulayan Dr. Cihan Kaya, “Özellikle çift taraflı yumurtalıklar etkileniyorsa yaşam boyunca zaten belli bir sayıda olan yumurta sayısı giderek azalabilir. “Bunun dışında tüplerin tıkanması veya rahmin tutulması embriyo için olumsuz bir ortam yaratarak kendiliğinden gebelik olasılığını üçte bir oranında azaltabilir” diyor.
Kesi yerlerinde şişlik
Adet dönemlerinde, özellikle eski cerrahi kesi yerlerinde (sezaryen veya normal doğum kesi yerleri) hissedilen şişlikler, deri altına yerleşen endometriozisin bir belirtisi olabilir.
Sağ omuzda ağrı, nefes almada zorluk
Diyafram veya akciğer tutulumu durumunda adet dönemlerinde sağ omuzda ağrı, kanamayla birlikte kusma, akciğerlerde çökme nedeniyle nefes alamama gibi belirtiler de endometriozis belirtisi olabilir.
Kronik yorgunluk ve kas ağrıları
Endometriozis sıklıkla migren ve fibromiyalji gibi hastalıklarla birlikte görülebilmektedir. Bu durum zaten alt karın ağrısı nedeniyle günlük yaşamı etkilenen kadınlarda genel halsizlik, yorgunluk, isteksizlik, baş ağrısı ve kas kramplarına yol açabilmektedir.
Tedavi yaşam kalitesini artırır!
Endometriozis tedavisi hastanın yaşına, şikayetlerine, hastalığın tutulum derecesine, çocuk sahibi olma isteğine, kitlenin varsa iyi huylu ya da kötü huylu olmasına göre değişmektedir. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Cihan Kaya, Şikayeti olmayan hastalar için düzenli takip ya da ilaç tedavilerinin çoğu zaman yeterli olduğunu ifade ederek şöyle devam ediyor: “Ancak yumurtalık kistleri büyük olan, ağrı kesicilere cevap vermeyen ağrı sorunu olan ya da ameliyat sonrası laparoskopi (kapalı ameliyat) ile ameliyat önerilebilir. kanser şüphesi olan hastalar. Anne olmak isteyen ancak yumurtalıkları azalmış olan ve doğal yollarla çocuk sahibi olamayan hastalara tüp bebek tekniği önerilebilir. “Son derece başarılı sonuçlar veren bu tedaviler, ağrı veya korkuyla uğraşmak yerine hastaların yaşam kalitesini artırmak ve hayata dönmelerine yardımcı olmak amacıyla uygulanıyor.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı